18 Ekim 2009 Pazar

öyle birşey işte

insanlara bak
ne güzel kurmuşlar oyunlarını
mutlu, mutsuz, huzurlu, ümitsiz...
gözlerin işlevi görmek değilmiş sadece
büyüdükçe basamak basamak ilerledikçe yolda gördüklerinmiş hayat
ve sadece bakışıyla oklar atabilirmiş bir insan bir başkasının kalbine
ve kalp sadece kan pompalamaz
kağıdın üstünde bir iki boş çizikten başka bişey karalayamazken,
tek kelime konuşamazken insan içinde dolup taşan herşey şair yaptırırmış insanı
bazen bir et parçası bazen daha fazlası
ve insan et parçasından daha fazlası olmuş her zaman
dünya kendi etrafımda dönüyor sanırken içimden çıkıp kendim ve herkesin hayatına bakıyorum şöyle bir...
film izler gibi çoğu zaman
sınırlar bile sınırsız olabilirmiş
kendimle kalma meraklısı ben
isterdim ki sadece sen ol
hayatımın sonuna dek sadece sen
daha önceden tattım seni
hangi bedenin içinde ruhun?ve bedenin nerede?
seni bulmama daha var mı?yada beni bulmana?
ihtiyacım olduğundan değil...
ama bir gün geleceğini bilmek merak uyandırıyor..

Hiç yorum yok: